Aslında pek sevmem aldığım hediyeleri insanlara göstermeyi lakin bir sebepten şahsıma veya siteme değer verip, üzerine emek harcayarak hediye gönderen güzel insanlara bir twit ile teşekkür etmek de içime sinmiyor. O sebepten, bu yazı onlara bir teşekkür mahiyetinde bulunsun istedim. Tüm bunlara rağmen geç kalınmış bir teşekkür olacak. Malum, erteleme uzmanı bir blog yazarıyım ben.
Google Cardboard! Her ne kadar elde olmayan sebeplerden 2016 yılbaşına yetişememiş olsa da indir.com‘un bu hediyesi beni gerçekten çok mutlu etti. Uzun zaman önce internet üzerinde görüp, bir tane almalıyım diye düşündüğüm fakat yurtdışından gelmesi uzun süreceğinden satın almayı “ertelediğim” Sanal Gerçeklik Gözlüğünü ilk kez bu hediye ile tecrübe ettim. Virtual Reality (Sanal Gerçeklik) kavramını duymuşsunuzdur. Akıllı telefonunuzda gerekli uygulamaları çalıştırarak bunun önüne yerleştiriyorsunuz, bu gözlüğü de kafanıza geçirip başka bir dünyadaymış gibi kafanızı 360 derece çevirip etrafınızda olan bitenlere bakıyorsunuz. Bu hediye için sayın Hasan Yaşar‘a çok teşekkür ediyorum.
Google Cardboard kartondan imal edildi fakat insanlar ilgi gösterdikçe farklı malzemelerden yapılma sanal gerçeklik gözlükleri üretildi. Ben de tecrübe edip hayran kaldığım bu teknolojiyi daha gelişmiş bir gözlükle deneyip, ayrı bir blog konusu oluşturmak için orta seviye plastik bir Cardboard satın aldım. Gelin görün ki karton kadar olamadı ve odaklanma sorunu sebebiyle iade etmek zorunda kaldım. Bu teşekkürün geç kalması da bundandır. Cardboard’un çok zengin bir uygulama yelpazesi mevcut. Benim, içlerinde en beğendiğim Google Street View oldu. Bu gözlüğü takıp, doğup büyüdüğüm yerlerin tüm sokaklarında dolaştım. Mutlaka tecrübe etmelisiniz.
İkincisi, beklediğim bir hediye değildi açıkçası. Kargocu, küp şeklinde büyükçe ve sert bir kutu tutuşturdu elime ve “Kelimeler Benim?” dedi. Sırtımdan klavyemi çıkartıp “kelimelerin gücü adına!” diye bağıracaktım fakat hiç tanımadığım kargocu abiyle gereksiz samimiyet yaratmamak adına kendimi tuttum. Onun yerine, evet, doğrudur dedim. Bu hediye ADDO Mobilya‘dan geldi. Biraz düşündükten sonra hatırladım Bi Fark Yarat ekibinin adres konusu için benimle bir süre önce iletişime geçtiğini.
Yukarıda gördüğünüz kırmızı kutunun içinden, ADDO Mobilya’nın tanıtım bülteni, oldukça kullanışlı bir ajanda, bir kutu çikolata ve bir üst fotoğrafta yakından görebileceğiniz ve çok beğendiğim metal bir kitap tutacağı çıktı. Çikolataları yedim, tutacağı ve ajandayı kitaplığıma koydum. Bu güzel hediyeler için ADDO Mobilya ailesine çok teşekkür ediyorum.
Özellikle ofis mobilyalarına ilgili biri olduğum için, şirketin tanıtım bültenini dikkatle inceledim. 1992 Yılında İstanbul’da kurulan şirket, bildiğimiz dört bacağı olan masalar ve tekerlekleri olan sandalyeler üretmekten çok daha ileri seviyede işler yapıyor. Sezgin Aksu ve Silvia Suardi gibi tasarımcıların tasarladığı ürünler ciddi anlamda göz alıcı. Şirketin İstanbul’da ve Azerbaycan’da mağazaları mevcut. Ayrıca tüm ürünlerini addofurniture.com isimli internet sitelerinden de inceleyebiliyorsunuz.
Bu hediye aslında tam olarak blog üzerinden gelmiş sayılmaz fakat Enpara’yı övmeden edemeyeceğim. Kırk yıl düşünsem, gönüllü olarak bir bankanın reklamını yapacağım aklıma gelmezdi. Enpara’ya uzun zaman önce üye oldum. Nedir? Her işinizi internet üzerinden halledebildiğiniz bir Bankacılık sistemi. Proje Finansbank’a ait. Diğerlerinden farkı, sizden hiçbir işlem için ücret almıyor olması. Hesap işletim ücreti, kart ücreti, havale – EFT ücreti yok. Bunlar bile günümüz Türkiyesi’nde insanın gönlünü fethetmeye yeterken, üzerine bir de güzel güzel kampanyalar yapıyorlar.
Bir defa babil.com kampanyası yapıldı mesela, 70 liralık kitaba 35 lira verdim. Google Play, AppStore, Steam gibi eğlence servislerinden sürekli olarak alışveriş yapıyor ve Enpara sayesinde alışveriş tutarımın yarısını geri alıyorum. En son PHP kitabı alacak oldum, baktım D&R kampanyası var, 45 liralık kitabı 20 liraya aldım. Tüm bunların karşılığında Enpara benden hiçbir şey istemiyor. Ama diğer bankalar öyle mi? Açıkça isim vereyim, annemin kullandığı ve devlet bankası olan HalkBank, aynı şube içindeki bir hesaptan diğerine “havale” yaparken 95 kuruş masraf alıyor. Bu devirde, bu kadar ölücü zihniyetin içinde Enpara bize adeta bir lütuf gibi.
Muhabbete daldık, hediyeden bahsetmeyi unuttuk. Bu, Enpara reklamlarında gördüğümüz Kıllanan Adam figürlü USB Flash Bellek. Oldukça şirin ve sempatik. Kapasitesi 8 GB. Çok da şık bir kutusu var. Aslında bu Enpara’nın ilk hediyesi değil. İlk başvurduğumda ayağıma kadar gelen müşteri temsilcisinin hediye ettiği not defteri ve kalem ile bir ara gelen ama hemen yiyip bitirdiğim bir kutu para çikolata da var. Teşekkürler Enpara. Adamsın.
Bir an kendi anılarım geldi aklıma. Bu yazıyı okurken bir düşündümde, sahiden banada ne çok hediye gelmiş be :) Bendemi böyle bir yazı yazsam acaba ^_^
Kesinlikle yazmalısın. En azından bir teşekkür mahiyetinde.
Kitap tutacağı iyi fikirmiş abi, enpara hediyesindeki dayıda kendimi görüyorum 50 yaşındaki halimi.. Allah affetsin :(
Valla andırıyor Tahsincim ne yalan söyliyim…
Bana da bir takım hediyeler gelmişti, aslında ben de yazsam iyi olur :) Gizli takipçinizim hocam pek yorum yapamıyorum ama :)
Takipçinin gizlisi de açığı da başımızın üstündedir :)
Gerçekten çok açıklayıcı,ve ilgi çekici yazıyorsunuz. İnanın daha bugün keşfettim blog adresinizi :) Amatör olarak görsem de kendimi,sizi görünce belki bende sitemi büyütür insanlara ulaşırım dedim kendi kendime. Ayrıca hediyelerinizi de kıskanmadım değil…. :)
Selamlar Ali. Böyle düşünüyor olman beni çok mutlu etti. İnsanlara ulaşabilirsin elbet, bu zor bir durum değil. Yeter ki karşındakiyle konuşuyormuş gibi samimi yaz. Sevgiler.
Güzel günlerde kullanın, hediyemizi beğenmenize sevindik. İyi çalışmalar dileriz :)
Gule gule kullanin
Teşekkür ederim Nesrin Hanım.
Gerçekten hepsi güzel hediyeler Sezer. Özellikle Cardboard bende aldım sağolsunlar, çok iyi. Bu arada yılların Enpara.com müşterisiyim. Bana gelmedi şu usb’den :) Bu arada yazını okuyunca blog’da böyle bir konuyu ele alsammı diye düşünmedim değilde. Yazının başında paylaştığın gibi pekte dile getirmek iyi değil gibi..
Selam Ramiz. Yazının başında dile getirmeyi sevmediğimi söyledim fakat sonuç olarak blogumuz aracılığıyla bize gelen hediyeler için yine blogumuzda yazacağımız bir yazıyla teşekkür etmek en doğrusu olacaktır diye düşünüyorum. O yüzden bence sen de yazmalısın. Enpara’ya gelecek olursak, evet, adam seçiyorlar ama neye göre bilmiyorum.
Blog yazarı olmanın en keyifli hali bu olsa gerek :)
Hayır, en keyifli yanı güzel bir yorum almak bence.
Tebrikler, çok önemli bir konuya değindiniz. Benim naçizane bloğumu ziyaret edip bir yorum yapabilir misiniz? :)
o usbden bende istiyorum bende :( istesem getirirler mi kıskandım :D
Seviyorsan git konuş bence :)
ne güzel bir yazı bu böyle umarım ben de bir gün blog alanında profesyonelleşir çook okuyucu kitlesine sahip olurum da hediyeler alırım :)
Şimdiden + okuyucuya sahip oldun bile. İlk fırsatta yazılarının altına yorum bırakacağım. Selamlar.
enpara’yı bende yurtta kalırken kullanmaya başlamıştım. Ayağıma kadar gelip kartı teslim ettiler ve not defteri ve kalem hediye etmişlerdi.
Eh artık bu yazından sonra bizimde boynumuza vebal bindi. Bir teşekkür mahiyetinde bir içerikte tüm samimiyeti ile bizleri düşünen markalara yer vermeliyiz.
Güle güle kullanın çok güzel hediyeler :)
Çok teşekkür ederim, sağ olun.
Hatırlanmak güzel birşey, yalnızca bugünün yazarı değilsiniz. Yarınlarda da hatırlanmanız dileğiyle.
Hediyeler güzelmiş. Tebrik ederim.