Bir insan günde ortalama 4 yalan söylüyormuş. Bu da yılda 1.460 yalan eder. Yalan söylemek çok kötü bir şey biliyorum ama daha iyi bildiğim bir şey daha var: Herkes yalan söyler. Brezilyalı futbolcu Friedrich Nietzsche “gol yemek kaçınılmazsa zevk almaya bak” der. O halde madem bu yalanı söyleyeceksiniz, bari elinize yüzünüze bulaştırmayın...
Ne yapar, ne eder çok merak ediyorum. Biz gece yarılarına kadar monitör karşısında göz kapaklarımıza eziyet ederken o ne yapıyor? Bakın, babanızdan, dedenizden bahsetmiyorum. Yaşı genç olup da etrafındaki herkesten farklı olarak internetle en ufak bir bağı olmayan insandan bahsediyorum. Ne güzel insandır o. Hakkında bu yazdıklarımı belki de hiçbir zaman...
Geçen ay bir çekiliş yaptık, kitaplar verdik, o kitaplar okundu, fotoğrafları bile çekildi ama Sezer hâlâ bir yazı yazmadı. Bir Yılmaz Özdil değiliz, her gün yazmamız gerekmiyor ama bir aydır hiçbir şey yazılmayan bir siteyi ben olsam takip etmezdim. Her defasında sigarayı bırakıp yeniden başlayan insanlar gibi blog yazarları da zaman zaman gaza gelip...
Selam güzel insanlar. Ben bu blogu 2008 yılında yani bundan beş yıl önce kurdum. O günden bu yana geçen zamanda benim üslûbum da üzerine yazdığım şeyler de değişti. Geçenlerde fark ettim, beş sene geçmiş. Hani millet olarak küsüratı sevmeyiz, beş’in on’un katlarına bayılırız ya, ben de hemen bunu değerlendirmeliyim diye düşündüm. Adı havalı...
Küçükken çok oyuncağım oldu benim. Ninja kaplumbağalarım, kara şimşek arabam, kasasında beni taşıyabilen büyük bir kamyonum, he-man kılıcım (gölgelerin gücü adına!), kelepçesi, rozeti ve silahı olan bir “polisçilik” setim ve tekerlekleri olan renkli bir kırkayak aklımda kalanlar. Bunların dışında küçük bir çuvalı dolduracak kadar daha oyuncağım...
Selam size güzel insanlar. Bu yazıyı cep telefonumla bir otobüsün içinden yazıyorum. Bu şartlarda bir blog yazısı yazmak için yeterli zamana sahipseniz, şehirler arası bir yolculuk yapıyorsunuz demektir ama ben şu an şehirler arası bir yolculuk yapmıyorum, bildiğin belediye otobüsünden yazıyorum. Yaşadığım yer öyle bir yer ki sevgili dostlar, yağmurlu...