Birkaç hafta önce YouTube’da internet siteleri insan olsaydı başlıklı bir skece denk geldim. Son zamanlarda ülke iyice mizah çöplüğüne dönmüşken, bu skeç bana, yağmurdan sonra içimize çektiğimiz toprak kokusu gibi iyi geldi. Fazla betimlemeye girmek istemiyorum, o gün art arda aynı kanala ait 10 skeç daha izledim. Ses, görüntü, oyunculuk ve mizahın bu kadar ayarında harmanlanmış haliyle karşılaşınca, kim bu iki adam diye merak ettim.
Daha önce Okan Bayülgen’in ekibinde yer alan Enes Buladı ve Tolga Üyken ile ilgili Google üzerinden biraz bilgi edindikten sonra mutlaka bu adamlarla röportaj yapmalıyım diye düşündüm ve kendilerine ulaştım. Sağ olsunlar, beni kırmayarak sorularıma samimiyetle cevap verdiler. Kısaca tanıtmak gerekirse Enes ve Tolga, her hafta çarşamba ve pazar günleri, güncel konulara dair mizahi skeçler çekip Yalan Dolan isimli Youtube kanallarında yayınlayan iki arkadaş. Enes ve Tolga’nın videolarını izlediğim zaman, oradaki üçünkü kişi olmak istediğimi itiraf etmeliyim. Her zaman böyle yaratıcı bir arkadaşım olsun istemişimdir. Çünkü bu tip muzip konularda yeteneğiniz ya da güzel fikirlerinizin olması size yetmez. Her zaman bir yol arkadaşına gerek duyarsınız ve o yol arkadaşını bulamazsanız fikirleriniz de sizinle beraber uçak yakıtı olur.
Merhaba, Yalan Dolan TV ile ilgili sorulardan önce biraz kendinizden bahseder misiniz? Kaç yaşındasınız, evli ya da bekar mısınız, ne zamandan beri tanışıyorsunuz ve gerçek hayatta ne yapar ne edersiniz?
Tolga: 1985 yılında İstanbul’da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Galatasaray Üniversitesi Radyo-Televizyon-Sinema Bölümü’nden mezunum. 6 yıldır evliyim. Enes’le 2006 senesinden beri tanışıyoruz ve beraber birçok iş yaptık. Maxim, Esquire gibi uluslararası dergilerin Türkiye edisyonlarında yazarlık yaptıktan sonra Okan Bayülgen’in programlarıyla televizyona geçiş yaptım. Orada üç yıl boyunca Enes’le birlikte yazdığımız skeçlerde oyuncu olarak da bulunduk. Okan Bayülgen’den Şubat ayında ayrıldım ve o zamandan bu yana serbest olarak yazarlık yapıyorum. Eylül ayından beri de yine Enes’le birlikte Yalan Dolan kanalımız için çalışıyoruz.
Enes: 1985’de İstanbul’da doğdum. Avusturya Lisesi ve Marmara Üniversitesi Enformatik Bölümü’nde okudum. Atom dergisinde profesyonel olarak yazarlık yapmaya başladım. Ardından Vatan Dergi Grubu’yla hem yazarlık hem muhabirlik kariyerim başladı. Türkiye’nin ilk internet televizyonu olan ONTV’de, 2008 senesinde editörlük ve genel yayın yönetmenliği yaptım. O zaman her ne kadar erken olsa da internet televizyonu olarak adlandırılan bir mecrada skeç yazmak, yönetmek bugün için enteresan bir tecrübe olmuştu. Sonrasında Kanal 7’de haber muhabirliğ yaptım ve ardından Okan Bayülgen’le üç sene çalıştım. Tolga’yla Okan Bayülgen’le çalıştığımız zamandan beri skeçler yazıp, çekiyor bu alanda kendimizi geliştiriyorduk. Şimdi de bugüne kadar kazandıklarımızı Yalan Dolan’la daha ileriye götürmeye çalışıyoruz.
Youtube’da kanal kurup, her Çarşamba ve Pazar günleri bir skeç yayınlama fikri nasıl ortaya çıktı? İzlediğimiz skeçlerden önce çektiğiniz ve yayınlamadığınız başka skeçler de var mı?
Enes – Tolga: Biz, zaten birkaç yıldır mizah yazarlığı ve skeç oyunculuğu yapıyorduk. Okan Bayülgen serüveninden sonra YouTube’da kendi kanalımızı açma fikri doğdu. Bu sırada Ersan Özer’le tanıştık ve böyle bir kanal açma fikrimiz olduğunu kendisiyle paylaştık. Onun da tecrübelerinden faydalanarak kafamızdakini gerçekleştirdik.
Daha önce çektiğimiz skeçler, Okan Bayülgen’in Disko Kralı, Makinakafa gibi programlarında yayınlanıyordu. Haftada iki gün skeç yayınlamak ise bizim televizyon gibi süreli bir yayın tecrübesine sahip olmamız neticesinde mümkün oldu.
Oyunculukla ne zamandan beri ilgileniyorsunuz? Bu konuda eğitiminiz var mı yoksa bu işe hobi olarak mı başladınız?
Tolga: Oyunculukla uzun zamandır ilgileniyorum. Galatasaray Üniversitesi’nde Sinema-TV okurken dahi, okul projelerinde her zaman kameranın önünde yer almayı tercih ettim. Daha sonra Okan Bayülgen’in programlarında skeçlerde bulunmak bana ciddi bir tecrübe kazandırdı. Fakat bu konuda bir eğitim almadım. Elbette, oyunculuk çok ciddi bir iş ve kendimi oyuncu olarak görebilmem için bu işin eğitimini almam gerektiğini düşünüyor ve bu konuda adım atmayı planlıyorum.
Enes: Oyunculukla ilk olarak Avusturya Lisesi’nde tanıştım. Avusturya’dan gelmiş olan rejisörümüz Waltraud Perfler sayesinde henüz 13 yaşındayken sahneye çıktım. Altı sene boyunca Almanca tiyatro grubunda oyunculuk yaptım. Yurtdışındaki uluslararası tiyatro festivallerine gittim. Üniversite dönemindeyse daha amatör girişimlerim oldu. ONTV maceramda, genel yayın yönetmenliğinin yanı sıra kendi yazdığım skeçlerde de oynuyordum. Ayrıca Kanal 7’de haber muhabirliği yapmak da ekran önünde bulunma konusunda bana farklı ve eşsiz bir tecrübe kazandırdı. Zaten Okan Bayülgen’le çalıştığımız süre içinde Tolga’yla hem canlı yayınlara çıktık hem de skeçlerde rol aldık. Ancak oyunculuk disiplin ve çok tekrar gerektiren bir alan. Bu yüzden bu melekeyi sürekli sıcak tutmak, sürekli yeni yöntemler denemek gerekiyor. Bizim en büyük avantajımız, kendi yazdığımız işleri canlandırmak. Kendimize rol yazıp, bunu oynamak bizi hem daha özgüvenli kılıyor hem de daha efektif bir antrenman yapmamızı sağlıyor.
Yaptığınız işin kısa sürede bu kadar çok beğeni toplamasını ve videolarınızın bu kadar hızlı yayılmasını neye bağlıyorsunuz?
Enes – Tolga: İnternet için yapılan üretimler çok hızlı tüketiliyor. Bunun farkında yazarlar, üreticiler olarak istikrarlı ve disiplinli bir şekilde içerik paylaşmak gerektiğini düşünüyoruz. Üç ay harcayacağınız yüksek prodüksiyonlu ve İnternet dinamiklerinden uzak bir içeriktense, aynı üç ay boyunca daha düşük prodüksiyonlu (ama elbette yapmış olmak için yapılmamış) 30 içerik koymak çok daha mantıklı. Bence, Yalan Dolan’ın sevilmesinin sebebi belli bir çizginin altına düşmeden devamlı içerik üretebiliyor olması.
Skeçleri beraber mi yazıyorsunuz? Skeçleri yazarken yardım aldığınız üçüncü bir kişi ya da kişiler var mı? Ekranda gördüğümüz bu iki adam dışında kamera arkasında sabit bir ekibiniz var mı?
Enes – Tolga: Skeçleri ikimiz birlikte yazıyoruz. Dışarıdan nasıl gözüktüğü hakkında çok net bir fikrimiz yok ama içeriden şunu söyleyebiliriz: Sürekli yayın, sürekli çalışma ve disiplini gerektiriyor. Biz her hafta üç günümüzü yazmaya ayırıyoruz. İlk çalışma günü fikirleri çıkarıyoruz. Bir gün üzerine düşündükten sonra da ikinci gün yazıyoruz. Üçüncü günse süslemelerini yapıyoruz, esprileri zenginleştiriyoruz. Dördüncü günse çekimimizi gerçekleştiriyoruz. İçeriği ikimiz çıkarıyoruz ancak ekibimiz olmadan tabi ki bu işleri çıkaramayız. Başta, Ersan Özer’in desteği olmak üzere, kamera, prodüksiyon, montaj, kurgu konusunda çalıştığımız güzel bir ekibimiz var. Bu düzenli ve belli bir çizginin altına düşmeyeceğimiz performansı tüm ekibe borçluyuz.
Mekan seçimleriniz de izleyicileriniz tarafından çok beğeniliyor. Skeçlerinizi nerede çekiyorsunuz?
Enes – Tolga: Çekimleri Moda’daki Mediakraft stüdyosunda çekiyoruz. Orada sabit mekanlarımız var. Ama son zamanlarda mekanları çeşitlendirmek için dış mekanlarda da çekim yapmaya gayret ediyoruz.
Yaptığınız işi televizyona uyarlamayı düşünüyor musunuz? Bu yönde bir teklif aldınız mı?
Enes – Tolga: Televizyon konusunda birkaç gelişme yaşadık ancak Yalan Dolan’ı televizyona taşımak konusunda değil. Zaten ikimiz birkaç senedir projeler geliştirme konusunda hiç durmadık. Yalan Dolan, güncel konuları da işleyen ama genellikle internet dinamiklerini kullanan bir iş. Örneğin, en uzun skecimiz altı dakikayı geçmiyor. Üstelik her skeç, 20-30 saniyelik maddelerden oluşuyor. Bu yöntem televizyona uygun bir yöntem değil. Bu yüzden bizim Yalan Dolan’ı bu şekliyle televizyona taşımamız zaten bizim için intihar olur. Televizyon için geliştirdiğimiz projelerimiz var ama Yalan Dolan bu projelerin arasında değil. Yalan Dolan’ı çok uzun bir süre devam ettireceğiz ve bu iş hep internette, internet dinamiklerinden beslenerek sürecek.
Bildiğim kadarıyla bir ara Okan Bayülgen ile birlikte çalıştınız. Bu deneyimin size neler kattığını düşünüyorsunuz?
Enes – Tolga: Okan Bayülgen, medyamızın en büyük isimlerinden biri. 250’den fazla programın hazırlanmasında ve çekimlerinde bulunmak bile büyük tecrübe kazandıran bir gözlem imkanı sağladı. Aynı zamanda, programlarında hazırladığımız skeçler ve canlı yayında bulunduğumuz zamanlar da bize hem içeriğin yazılması hem sunulması noktasında çok şey kattı.
Yalan Dolan TV ile ya da aklınızdaki başka bir proje ile ilgili bir gelecek planınız var mı? Aynı formatta devam etmeyi mi düşünüyorsunuz yoksa izleyicileriniz için gelecekte bazı sürprizler yapabilir misiniz?
Enes – Tolga: Yalan Dolan ile ilgili tek gelecek planımız, bu kanalı uzun süre devam ettirmek. Yalan Dolan bizim vitrinimiz olması dışında sürekli üretim yapmamızı ve diri kalmamızı da sağlayan çok önemli bir mecra. Ancak gelecekle ilgili birçok projemiz var. Bunların içinde senaryosunu yazdığımız bir komedi filmi ve yine Yalan Dolan’dan bağımsız olarak tasarladığımız televizyon yapımları yer alıyor.
Tolga ve Enes’e bu güzel röportaj için bir kez daha teşekkür ediyorum. Başarılarınız daim olsun!
Selam sevgili kardeşim.
Bende bir ay önce rastladım yalan dolan olayına ve yeni bişey çekmedilerse hepsini izledim. Gerçekten çok kaliteli çalışmaları var.
Ayrıca seni tebrik etmek istedim gerçekten bir gazeteci gibi araştırıp, soruşturup, görüşüp güzel yazılar yazıyorsun. Başarılarının devamını dilerim kolay gelsin.
Selamlar dostum.
Bir ay öncesinden bu yana 8 video daha çektiler. İzlemeni tavsiye ederim.
Hakkımdaki yorum ve dileklerin için çok teşekkür ederim, yaptığım işin hakkını vermeye çalışıyorum sadece.
Bu röportajdan sonra hemen youtube u açtım kanala üyede oldum ve birkaç skeç izledim . içlerinden en beğendiğim ise onlarda ve bizde abi skeçi oldu :) Dedem tekgöz edvırt mı diyo ne ona çok güldüm :) Arkadaşlara başarılar diliyorum . Her zaman kaliteli içerik üretmeniz dileğiyle. Bu arada röportaj güzel olmuş :)
Merhaba Murat. Evet benim de en sevdiğim videolardan biri o. Özellikle abisinden harçlık isteyen ufaklığa, abisinin kızıp yine de istediğinin 2 katı harçlık vermesi çok samimi gelmişti bana :)