Selam dostlar. Bir önceki yazımda bu yazıyı yazıp yazamayacağımdan emin olmadığımı söylemiştim. Fakat tahmin ettiğim gibi olmadı ve Sivaslılardan dayak yemedim, gayet sağlıklıyım :)
Öncelikle bu hafta quadcopter (dört pervaneli minyatür insansız hava aracı) kullanmayı öğrendim. Uzun zaman önce Çin menşeli bir e-ticaret sitesinden sipariş vermiştim. Ancak bu hafta içinde elime ulaşabildi. Bu türde bir alete tam hakim olabilmek ve kullanma konusunda uzmanlaşmak için quadcopter sınıfında sayılabilecek en ucuz ürünü aldım. Daha önceden RC helikopterler konusunda deneyimim olması, bu aleti de kısa sürede öğrenmemi sağladı. Yakında bu konuyla ilgili bir inceleme yazısı yazıp içine güzel bir de inceleme videosu katacağım. Detaylı bir yazı olmasını istediğim için, biraz zaman alacağa benziyor.
Stres kalbin ve hatta tüm vücudun düşmanıdır, bunu biliyoruz. Fakat yapılan bir araştırmaya göre, stresin sağlığa zararlı olduğunu düşünmeyen insanlar, stresin kötü etkilerini hayatlarında hissetmiyorlarmış. Bizde bu tür insanlara gamsız derler ve gamsız adamlara gerçekten de bir şey olmaz. Bilim bunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
Doğru bilinen yanlışlardan daha önceki haftalarda da bahsetmiştim. Bu hafta öğrendiğim doğru bilinen yanlışlar ise şunlar:
- Dilin ekşiyi, tatlıyı, acıyı algılayan farklı bölgeleri yokmuş Bu bilgi komple kolpaymış.
- Muz ağaçta yetişmiyormuş. Muzun yetiştiği şey bir ağaç değil, muzzzam büyüklükteki otsu bir bitkiymiş.
- Çivili tabut diye bir şey yokmuş. Bu sözde işkence aleti 18. yüzyılda sansasyonel sirklerde kullanılmak için uydurulmuş.
- Kuş yavrularına dokunursak, yavruların üzerine kokumuzun sineceği ve annelerinin onları evlatlıktan reddedecekleri de yalan çıktı. Kuşlar, koku alma duyuları az gelişmiş hayvanlarmış. Bizim kokumuzu falan duyamıyorlarmış yani.
- Hafızası zayıf insanlara balık hafızalı derken, japon balıklarına ayıp ediyormuşuz. Bu renkli arkadaşların karşılaştıkları bir olayı 3 ay gibi uzun bir süre hafızada tutma kapasitesi varmış.
- Tıraş olmak kılları kalınlaştırmıyormuş. “Jilet vurma oğlum daha sert çıkar” sözü de üfürük çıktı. Aslında olay sadece şuymuş: Vücudunuzun bir bölgesindeki kılları jiletle kestiğinizde kıllar daha kalın gibi görünüyor çünkü artık uçları sivri değil.
- Tuzlu su çabuk kaynamazmış. Aslında kaynarmış da o öyle bir tutam tuzla olacak iş değilmiş. Kaynama hızında hissedilir bir değişiklik olması için suyun, deniz suyu kadar tuzlu olması gerekiyormuş.
- Sakız yuttuğumuzda sindirilmesi 7 yıl sürer diyorlardı. Ben inanmamıştım zaten ama gerçekten de öyle bir şey yokmuş. Yuttuğumuz sakız çok kısa sürede vücuttan atılıyormuş. Siz yine de yutmayın.
İnternet bağlantımız kopuk olduğu zaman, Google Chrome üzerinden bir siteye girmeye çalıştığımızda karşımıza çıkan şu dinozorla oyun oynayabiliyormuşuz. Bu kadar zamandır nasıl keşfetmemişim ben bunu? Bundan sonra o dinozor karşınıza çıkarsa hemen Space (boşluk) tuşuna basın ve dinozoru Arizona’nın ıssız çöllerinde koşturmaya başlayın.
Akbank, Adana – Kayseri Bankası’nın kısaltmasıymış. Bununla beraber NTV’nin Nergis Televizyonu olduğunu ve kanalın sahibinin eşinin adının Nergis olduğunu, YKM’nin de her ne kadar çok havalı gibi görünse de Yeni Kara Mürsel demek olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bu aralar meşhur olan Thug Life akımını biliyorsunuzdur. İşte bu kelimede bulunan Thug, Hindistan’da 600 yıl boyunca hüküm süren Thuggee tarikatından geliyormuş. Bu tarikatın üyeleri masum yolcular gibi davranıp, hacılar ve tüccarların oluşturduğu kervanlara katılıp, kervanı uygun bir yere yönlendirdikten sonra, kervandaki herkesi boğarak öldürürmüş. Bu arada Thug kelimesi Hintçe’de sahtekar ve kandıran anlamına gelen Thag kelimesinin çarpıtılmışıymış. Bugüne kadar hazırlanan videoları da göz önünde bulundurursak, Thug Life, masum görünüp, beklenmedik bir anda öldürücü darbeyi vuran kişilerin yaşam tarzı olarak tanımlanabilir.
Venüs gezegeninde bulunan bir meteor kraterinin adı Adivar Krateriymiş ve bu kraterin adı Halide Edip Adıvar’dan geliyormuş. Astronomi ile ilgili bir insan olarak bu bilgi çok hoşuma gitti. Bunu yazdıktan sonra ufak bir araştırma yaparak Musa Tokmak isminde bir hocamızın çabaları sonucu NASA ile arasında oluşan irtibat sayesinde Türkçe isimlerin uzay coğrafyalarına verildiğini ve bu isimlerin Adivar Krateriyle sınırlı olmadığını öğrendim. Merkür’deki kratere Mimar Sinan’ın ilk adı Sinan; Venüs’teki kratere Mihri Hatun; Mars’taki kraterlere Sinop, Hashir, Bozkır, Zir, Mut, Tarsus, Anadolu, Çan ve Ay’daki kraterlere Uluğ Bey, İbn-i Sina ve Toros, Satürn uydusundaki vadiye Harran isimleri verilmiş.
Her şey tamam da koskoca Satürn’ün uydusundaki vadiye Harran demişsin be hocam. Oldu mu şimdi? :)
herşey yalanmıymış… :/ :)
Tıraş olmak kılları kalınlaştırmıyormuş. “Jilet vurma oğlum daha sert çıkar” sözü de üfürük çıktı. Aslında olay sadece şuymuş: Vücudunuzun bir bölgesindeki kılları jiletle kestiğinizde kıllar daha kalın gibi görünüyor çünkü artık uçları sivri değil.
Hiç inandırıcı değil açıkcası :D Çünkü daha sert çıktığı tecrübeyle sabittir. Sadece ben değil bir çok kişi tarafından kabul görülen bir durum bu. :)
Ne çok kolpacı varmış be, alayı yalan çıktı :D
siten harika dostum. yeni keşfettim ama sürekli ziyaret edeceğim kesin. Bu tarz kısa bilgilerin, özelliklerinde günlük kullandığımız ama üzerinde düşünmediğimiz tasarımların-kelimelerin-şeylerin kökenini bilmek gerçekten çok keyifli =)
drone yazını merakla bekliyorum
Yazıyı yazana kadar drone’u bozdum ya :) Çok detaycıyım, o yüzden basit bir video ile bitiremiyorum olayı.