Saat günümüzde kaliteyi yansıtıyor. Bugün hepimizin bileğinde bir adet bulunan saatlerin tarihçesi aslında çok eskilere dayanıyor: Ta 15. yüzyıla kadar. Peter Henlein isimli bir Almanın, saatin mucidi olduğu düşünülüyor. Ya da şöyle diyelim, modern kol saatlerinin mucidi. Öncesinde güneşin ve gölgenin açısına göre zamanı gösteren aletler varken, kurma kolu ve dişliyi icat ederek saatleri pratik hale getiren ve insanların cebine sokan kişi, bu. Ancak İsviçreli zanaatkarlar kısa süre içinde işin “inceliğini” kapıyor ve yoğun olarak saat üretimine başlıyor. Günümüzde de kaliteli saatlerle tanınmalarının nedeni bu. Kol saatleri, neredeyse 1960 yılına gelinene dek teknolojik açıdan hiçbir ilerleme göstermiyor. Halen minik dişliler ve kurma kolları ile çalışan “geleneksel” saatler, 1961 yılında “quartz” kristalinin keşfedilmesiyle epey değişikliğe uğruyor. Quartz, elektrikle çalışıp belirli bir frekansta titreyen bir kristal ve zamanı mekanik saatlerden çok daha kesin bir şekilde ölçebiliyor. 1960-1980 arası müthiş bir popülerliğe kavuşan Quartz, Japon saat üreticilerini piyasaya sokuyor ve örneğin Seiko, bu sayede dünya çapında meşhur oluyor. Dijital saat ise günümüzde tercih ediliyor.
Prestij Ve Statü Sembolü
Günümüzde ise, mekanik saatlere bir dönüş sözkonusu. Gerçekten de, Quartz, popülerliğini yitirmişe benziyor. Kaliteli bir saatin mekanik olması ve elde üretilmesi gerektiği neredeyse genel kabul görmüş durumda. Bunun en büyük nedeni emek: Geleneksel bir mekanik saatte kullanılan dişliler o kadar küçük oluyor ki “saati imal ederken kör olan usta” efsaneleri dahi buradan kaynaklanıyor. El emeği, kurmalı bir mekanik saat gerçekten de bir sanat eserini andırıyor: Bileğinizdeki duruşu bile farklı oluyor. Bu özelliği ile, özellikle erkekler açısından statü ve prestij sembolü olarak görülüyor, saat ne kadar kaliteliyse o kadar pahalı, ne kadar pahalıysa da takan kişinin statüsü o kadar yüksek oluyor. Peki, bu derece önemli bir aksesuarı alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini biliyor muyuz? İsimli saat ise yine günümüzde tercih ediliyor.
Saat Alırken…
Saat alırken ilk önce çalışma sistemine karar vermek gerekiyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi mekanik bir saat mi istiyorsunuz yoksa quartz kullanan mı? Quartz saatlerin bakımı daha kolay, ancak mekanik saatler kadar prestijli değiller. Tercih sizin, ancak biz her erkeğin bir tane de olsa mekanik bir saat sahibi olması gerektiğine inananlardanız. Daha sonra markaya karar vermeniz gerekiyor; bu noktada da bütçe giriyor devreye. Herkesin bildiği gibi, yüzbinlerce liraya mal olabilen saatler dahi var piyasada. Ancak bütçeniz sınırlı bile olsa, isimsiz, bilinmeyen markalardan ziyade tek işi saat üretmek olan markalara yönelmenizi tavsiye ederiz, kalite ve dayanıklılık açısından pişman olmazsınız. Markayı da belirledikten sonra sıra geldi model seçimine: Geleneksel bir dizayn mı istersiniz yoksa modern kadranlar mı? Bu kişisel bir tercih ancak geleneksel tasarımlı saatlerin daha şık durduğunu belirtelim. Kayış konusunda modelin sundukları ile kısıtlısınız, ancak imkanınız varsa deri kayış tercih edin. Metal kayışlara kıyasla çabuk yıpranıyorlar, doğru, ancak şıklık bakımından rakipsizler.
Son olarak, saatin garanti süresini kontrol edin. Kaliteli bir saat kolay kolay bozulmayacaktır ancak bozulursa da, cebinizden para çıkmayacağına emin olnuş olursunuz. Sizler de www.upwatch.com adresini ziyaret edebilirsiniz.