Bu Hafta Ne Öğrendim #08

Hayvanlar aleminin en hızlı canlısı, gökdoğan olarak da bilinen bayağı doğanmış. Hızı saatte 350 kilometreyi geçebiliyormuş. Bu arada Doğan’ın Latince’deki karşılığı falco, yine latince bir kelime olan ve orak anlamına gelen falx’tan geliyormuş. Bunun sebebi de bu kuşun kanatlarını açtığında oluşan siluetin orak şeklini almasıymış.

Üçüncü dünya ülkesi kavramının nereden geldiğini hep merak etmişimdir. Algılayabildiğim kadarıyla ülkeleri küçümsemek ve aşağılamak için kullanılıyor. Bugün öğrendim ki 2. Dünya Savaşı sonrası dünya 2 bloğa ayrılmış, bunlardan kapitalist olan endüstri bakımından gelişmiş olan ABD gibi ülkelere 1. Dünya Ülkesi, Sovyetler Birliği gibi sosyalist ülkelere 2.Dünya ülkesi, etliye sütlüye karışmayan bağımsızlara da 3. Dünya Ülkesi deniyormuş. Bununla birlikte beni şaşırtan bir bilgi de bizim Türkiye’nin 1. Dünya Ülkesi sayılması oldu. İşte o harita.

Harita üzerinde seçtiğiniz bir yerde çekilen Instagram fotoğraflarını gösteren whatsthere.co adında bir site varmış. Ben çok beğendim. Hemen memleketim Çatalca’ya çevirdim rotayı. Tanıdığım insanlarla, tanıdık yerlerle karşılaştım. Sonra eşimin memleketi Bulgaristan Kırcaali’ye baktık. 2013 yılında gidip gezdiğimiz yerleri falan gördük. Böyle zamanda yolculuk gibi.

Harita demişken, bu hafta çok harika bir projenin varlığından haberdar oldum. Adamlar what3words.com diye bir site yapmışlar. Siteye de bir dünya haritası koymuşlar. Amaçları dünya üzerindeki herhangi bir noktayı sadece 3 kelime ile tarif edebilmek. İnanın bu zeka karşısında hayran kaldım. Dünya üzerindeki her 3 metrekarelik alana 3 kelimelik bir isim vermişler ve o 3 kelimelik isim sadece o noktaya özel. Mesela bizim eski evimizin adresi çelik.sevinç.madeni. Bu üç kelime, bizim eski evimizin üzerinde bulunduğu 3 metrekarelik alana verilmiş. Tüm dünya bu sistemi kabul etse, mükemmel pratik ve kullanışlı bir koordinat – adres sistemi kullanıyor olurduk. Buyrun o site: www.what3words.com

Türkçe’deki çapraz kelimesi Farsça’daki çep (sol) ve rast (sağ) kelimelerinden türemiş. Farsça’da çep u rast diye geçiyormuş. Yani sol ve sağ. Rast aynı zamanda doğru anlamına da geliyormuş. Tıpkı İngilizce’deki right gibi. Bizdeki rast gelmek deyimi de bu kelimeden geliyormuş. Bu arada aynı kelime Almanca’da da richt olarak geçiyormuş. Yani Farsça rast, İngilizce right ve Almanca richt hem sağ hem de doğru anlamına gelen süper bir kelimeymiş.

İstanbul’da Sivas’ın nüfusunun 2 katından fazla Sivaslı yaşıyormuş. Vikipedi’ye göre Sivas’ın nüfusu 351.431 iken, İstanbul’da 741.603 Sivaslı yaşıyormuş. Ben de bunu anlamıyorum işte. İstanbul’da ne var da herkes İstanbul’a gelip yerleşiyor? 15 milyon oldu kıç kadar şehir. Sözüm sadece Sivaslılara değil tabii. Herkes kendi memleketinde yaşasa daha güzel, daha dengeli bir dağılım olmaz mı?

Nobuo Okano isimli Japon bir amcamız, kitap tamirciliği işi yapıyormuş. İlk duyduğumda nasıl olur diye düşündüm ve pek bir şey hayal edemedim. Sonra videosunu izleyince resmen hipnotize olup hayran kaldım. O ne güzel bir sanattır, ustalıktır. Ellerin dert görmesin Nobuo Usta.

Bu haftalık bu kadar dostlar. Haftasonumun tamamını Akıllı Telefonlar Hayatımıza Hükmediyor başlıklı yazıya ayırdığım için Bu Hafta Ne Öğrendim #08, diğerlerine nazaran biraz daha zayıf kaldı. Bu arada, önümüzdeki hafta #09‘u yazmazsam anlayın ki Sivaslılardan dayak yemişimdir :)

Bu yazıyı paylaşmak istersin diye buraya renkli düğmeler koydum
blank
Blog Yazarı
Sezer İltekin
Bu konuyla ilgili bir fikriniz var mı?

3 Yorum