Hıyar hıyardır, salatalık değil!


Daha önce kimsenin üstünde durmadığı bir konudur, salatalık konusu…

Bu vurdumduymazlık, toplumda büyük yanlışlara yol açmıştır. Şimdi efendim, güzel Türkçemiz’e neden böyle yapıyor bu insanoğlu? 40 Yıllık “Hıyar” (400 Yıl olduğu rivayet edilir) (Farsça bir kelimedir) nasıl salatalık oldu?

Özetle şöyle ki: İnsanımız bir kibarlaşma sürecine girdi ve hıyar’a salatalık dendi. Daha da geri gidelim. Hıyar’a Hıyar denildiği günlere…

Hıyar Hıyarken (Bakın benim de ağzımı bozdunuz) insanlardan biri arkadaşını hıyar’a benzetmiştir. Bu insan ya çok akıllı bir insandır, ya da aptaldır.

-Neden akıllıdır?

Çünkü insan vücudunun %60 – 65 i sudur. Hıyar sebzesinin de % 96 sı sudur. Buradan çıkarmamız gereken sonuç şudur ki her ikisinin de büyük kısmı sadece sudur. (Örneğin patlıcanda böyle bir benzerlik sözkonusu değildir.) Arkadaşına bu yüzden hıyar demiştir…

– Neden aptaldır?

Çünkü bilmeden konuşmuştur. Gözle görülen özelliklerden bile yola çıkamamıştır. Yeşille, ten rengini bağdaştıracak bir bakış açısına sahiptir. Ayrıca şekilleri ayırt edememektedir. Neyse, konudan hayli uzaklaştık.

Bu olaydan sonra, insanların birbirine “hıyar” dediği çağ başladı. Bu çağ 80’lerin sonuna kadar sürdü.

Artık hıyar bir alay sözü, bir hakaret, hatta bir küfür olmuştu. Elit kesim hıyar yiyemez olmuştu. Hıyar, zengin sofralarından elini eteğini çekip, fukaranın tuzlayıp tuzlayıp yediği bir nimet haline gelmişti. Zenginlerin hıyar yeyemeyişi hıyar fiyatlarını hızla arttırdı. Çünkü zenginler “hıyar” diyemiyordu. Biri buna çok geç olmadan çözüm getirmeliydi…

O isimsiz kahraman büyük ihtimalle elit kesimdendi. Hıyarsızlık canına tak etmişti. Laboratuvarında oturmuş yapay bir hıyar üretiyordu. İki gün süren çalışma sonucunda tam 2.5 metrelik dev bir hıyar üretmeyi başardı. Hemen en yakın arkadaşını aradı. Hıyar deyemiyordu.

– Ürettim! diye haykırdı.

Arkadaşı bu çalışmadan haberdardı. Alaycı bir ifadeyle, “Ne ürettin olum? Onun zaten %95’i su lan!” diye cevap verdi. Bir arkadaşlık o anda son nefesini vermişti… İkisi de aynı anda birbiri hakkında “Hıyar çocuğu!” diye düşündü.

Kahraman, telefonu arkadaşının yüzüne kapattığı gibi hıyarına koştu. 2.5 metrelik dev hıyarı yerden zorla kaldırdı. 60 Metrekarelik banyoya götürdü. El değmeden ürettiği hıyarı, jakuzide  35 derecelik ılık suda yıkadı. O anda içindeki o köy çocuğu dışarı çıkmıştı. Hıyarını tuttuğu gibi masaya koydu. Artık bir çoban salatası yapabilirdi. Domatesleri, biberleri, marulları, taze soğanları doğradı. Ayçiçek yağını ve tuzu hazır etti. Cillop gibi 8 adet limon yanıbaşındaydı. Bir an Limonları da kaybetmekten korksa da içindeki sesi bastıramadı..

-Limon çocuğuuu! Hıyar Çocuğuuu!

Büyük bir sevinçle hıyarından büyük bir dilim kesti, doğradı.

-Hıyaaaaar! diye haykırdı. Tutamamıştı kendini. Ve çoban salatasını hazırlamıştı. Hıyarı okadar özlemişti ki, salatasını ekmeksiz götürüyordu. Hala içinde bir burukluk vardı. Hıyara geçici değil, kalıcı bir çözüm bulmalıyım diye hayıflanıyordu. “Bu işi kağıt üzerinde halletmeliyim” dedi. Bir Tükenmez kalem aldı, kağıda hıyar yazmaya çalıştı. Sadece kalemin izi kalmıştı. Tükenmez kalem tükenmişti. Hemen yeni bir kalem aldı ve yazmaya başladı:

SALATALIK SEBZELER

– Domates

– Biber

– Taze Soğan

– Marul

– Maydonoz…

Hıyar yazmaya eli varmadı. “Artık hıyar yok” diye söylendi kendi kendine… Hıyarı bu listenin bir yerinde bulmalıydı. Madem hıyar kötü bir kelimeydi, o halde iyi kelime buralarda biryerlerde olmalıydı. Sebzeler kendi adına sahipti. Listeyi sesli okumaya başladı:

-Salatalık sebzeler! dedi, durdu.

-Salatalık.. dedi daha kısık bir sesle.

O da neydi! Bu isim sanki yıllardır duyduğu bir isimdi. Daha önce bu kelimeyi cümle içinde tek başına hiç kullanmamasına rağmen öyle aşinaydı ki bu kelimeye… Gözleri dolmaya başladı. Bu ismi doğrulamalıydı.

“O sebze bir salata sebzesidir” dedi. Bu doğruydu.

“Yani o bir salatalıktır!” dedi ardından.

Kahraman, amacına ulaşmıştı. Salatalık kelimesi kısa sürede tüm ülkeye yayıldı. Salatalık üretimi ve tüketimi eski haline dönmüştü…

. . .

Hikaye böyleydi veya değildi…

Şimdi sayın okurlar, değerli bakarlar; Bu tarihi yanılgıyı düzeltmek isterim.

Kimse hıyara salatalık diyemez. Şayet derse, domatese, biber’e ve bilimum salata sebzelerine de salatalık demek zorundadır. Salatalık demek, hıyara hakaret etmek demektir. Salata kökünden oluşmuş bu gariban, gudubet kelime, aslında isim değil, bir sıfat, bir özelliktir. Söyle ispat edeyim:

Domates Salatalıktır. (Doğru)

Hıyar Salatalıktır. (Doğru)

Salatalık Salatalıktır. (Saçma)

Bu durumda, evet, hıyar salatalıktır.

Fakat Salatalık hıyar değildir. Olamaz. Olmamalıdır.

Gereksiz Bilgi: Pazarlarda “salataya badem” adı altında pazarlanan hıyar, “salatalık” diye satılan hıyardan daha makbuldür. Çünkü burada bir isim iddiası yoktur. Hıyarın işlevinden söz edilmiş ve güzel bir teşbihle badem’e benzetilmiştir.

Bu yazıyı paylaşmak istersin diye buraya renkli düğmeler koydum
blank
Blog Yazarı
Sezer İltekin
Bu konuyla ilgili bir fikriniz var mı?

10 Yorum
  • Hıyar bile neler yaşamış meğerse..
    ah bir dili olsa da konuşsa..
    yıllar yılı hep hakaret gördü..
    meğer hıyar hıyarmış..
    salatalık değil..
    vay hıyar vayy..))

  • UUUU… ABİ =)
    BU NE OĞLUM.İÇİNDEKİ SANATI HAYKIRIYOSUN TÜM TÜRKİYE’YE.AMA YAVAŞ HAYKIR,ÇOK KÖTÜ GELİYOSUN,KİMSE DURDURAMAYACAK=)
    ÇOK YARATICISIN BUNLARI SABAH DÜKKANDA YAZDIN VAY BE.
    MÜŞTERİLERDEN ETKİLENDİN DİMİ?=)=)
    VAR YA SÖYLEMEDİ DEME SEN POLİS OLACAK ADAMSIN=)
    BAŞARILARININ DEWAMINI DİLERİM.
    SIKIŞINCA BANA GEL.
    =)=)

  • Yazmış olduğum Hıyar isimli şiirimin okunmasını dilerim,
    Hıyar
    Diğer adı zavrak
    Dışı yeşil içi ak
    Sağlık için ye günde bir ta ak
    En yakın akrabasıdır kabak

    Halk ona salatalık da der
    Kıymetini bilen çokça yer
    Devamlı yiyenin midesi rahat eder

    • Şimdi gördüm, harika :)

      Diğer adı zavrak
      Dışı yeşil içi ak
      Sağlık için ye günde bir tabak
      En yakın akrabasıdır kabak

      Halk ona salatalık da der
      Kıymetini bilen çokça yer
      Devamlı yiyenin midesi rahat eder
      Zayıflamada etkisi süper