Merhaba gelecekteki insanlar, bugün 2020 yılındayız. Elimizden düşürmediğimiz ve adına cep telefonu dediğimiz küçük bilgisayarlarla beş yüz metre ötedeki kebapçıdan yemek siparişi verebildiğimiz için teknolojinin çok ilerlediğini düşünüyoruz. Çok kısa zaman önce sınırımız olan bir ülkede bizim de dahil olduğumuz bir savaş yaşandı ve bu savaşta kullanılan en teknolojik silahın düşmanı öldürmesini sağlayan tozun adı hala barut. Bu yazıyı bundan 90-100 yıl sonra okuyorsanız, ben ve şu anda bu gezegende beraber yaşıyor olduğum insanların hiçbiri aranızda olmayacağız ama bugün, başından beri buradaymış ve sonsuza kadar burada kalacakmış gibi yaşıyoruz, tıpkı sizin gibi.
Bu günlerde dünyadaki sosyal hayat bir virüs tarafından tamamen durma noktasına gelmiş durumda. Ülkeler sınırlarını kapattı, uçak seferleri iptal oldu, birçok ülkede sokağa çıkma yasağı var, okullar tamamen kapandı, üretim neredeyse durdu. Her gün bu virüsle enfekte olan ve virüs yüzünden ölen insan sayıları televizyon kanallarında ve internette yayınlanıyor.
Adına Covid19 denilen bu virüsün enfeksiyonu sadece orta yaş ve üstünde (istisnalar hariç) ölümle sonuçlanıyor. Şu anda tüm insanlık büyük bir felaketin içinde olduğunu düşünüyor ve herkes panik halinde. Buna rağmen şanslıyız. Çin’de görülen ilk vakanın üzerinden birkaç ay geçmesine rağmen virüs dünyadaki 7.7 milyar insandan sadece 614 bin kişiye bulaşıp 28 bin kişiyi öldürdü. Bu sayı aynı tarih aralığında intihar ederek veya trafik kazası yaparak ölen insan sayısından çok değil ama bizi korkutan asıl durum virüsün çok kolay bulaşması ve herkesin enfekte olma ihtimalinin yüksek olması.
Bu virüs bilinçli olarak mı üretildi şu an için bilemiyoruz. İlk vakanın 1.4 milyar ile dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip olan Çin’de görülmesi ve virüsün sadece yaşlılarda ölümcül seyretmesi bizi bu düşünceye yakınlaştırdı. Eğer öyleyse, yani bu virüs biri ya da birileri tarafından hedef kitle belirlenerek bilinçli olarak geliştirildiyse hepimiz bir deneyin içindeyiz demektir ve deneyi yapanlar hayatta kalmamıza izin verdikleri için bizden teşekkür bekliyor bile olabilir.
Biyolojik bir saldırı karşısında bugün ne kadar çaresiz olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Eğer bu virüs belli bir yaş aralığı yerine tüm insanları etkileseydi ve damlacık yoluyla değil de hava yoluyla bulaşsaydı tüm dünya kaosa sürüklenir, evlerimizden dışarı adım atamaz, açlıktan ölmekle enfeksiyondan ölmek arasında tercih yapmak zorunda kalırdık.
Peki, dünyanın Covid19 karşısında bile ne kadar çaresiz kaldığını gören “kötü” insanlar, gelecekte daha beterini kendi çıkarları doğrultusunda veya sadece zevk için kullanmayı denemeyecekler mi? “Ülkene göndereceğim bir virüsle nüfusunu bir günde %90 azaltırım” gibi bir tehdit cümlesi tarih sahnesinde telaffuz edilecek mi? Biz uçan arabaları beklerken, biyolojik saldırılar barut tozunun yerini alacak mı? Siz gördünüz. Bakalım biz görebilecek miyiz?
Bu “self karantina” günlerinde sanırım en çok blog yazarları çalışıyor. Kendimizi ifade etmenin ihtiyacını en çok bu dönemde hissediyoruz sanırım. İçimizde biriken duygular, düşünceler ve fikirler bloglarımızda can buluyor. O nedenle her yazı değerli benim için. Güzel bir yazı olmuş, beğenerek okudum.
“New Normal”
İngilizler koronavirusün etkisiyle değişen hayatımızla ilgili bu yeni duruma “yeni normal” diyorlar. Bu terim benim çok hoşuma gitti. Bu durumu yeni bir normal durum olarak kabullenmek hem başta psikolojik ve sonra da fiziksel ve ekonomik olarak hızlı bir şekilde adapte olmamızı sağlayacaktır.
Bu yeni normal durumda neler değişiyor?
– Önceliklerimiz
– Sağlık
– Öne çıkan sektörler ve ürünler
– Aile
– Sosyal yaşam
– Ekonomi
– Bir arada olmak ve birlikte olmak arasındaki fark (Bu yepyeni ve upuzun bir yazı bile olabilir)
Sizce başka neler değişiyor hayatımızda?
Umarım el yapımı bir silah değildir de doğal seleksiyon işliyordur. Hastaların yaşlıların doğa dengesini bozduğunu düşünüyorum ama bunu bilimsel olarak açıklayamıyorum. Standart yaşantıya adapte olamayan insanların elenmesi sevdikleri için çok çok zor olsa da dünya bir şekilde kendini döndürüyor. Covid’i geleceğin gribi olarak adlandırabiliriz bence. Bu daha ölümcül fakat normal gripten ölenlerin sayısı covid virüsünden daha fazla.
Ben market çalışanıyım. Virüsten korunmam pek olası görünmüyor çünkü her gün 8 saat iş yerindeyim ve öksürenler hapşıranlar gırla. Yaşlılar da geziyor kızsan bir türlü kızmasan olmuyor. Üzülüyoruz durumlarına fakat çıkmayın evden anam babam, çıkmayın. Herkes birlik içinde zaten. Komşu markete gidiyorsa lazım olanları sana da alabilir. Bunu artık kimse yargılamıyor aile/komşu ilişkilerini güçlendiriyor.
Şu zor günler geçsin sokağı öpeceğim yeminlen. En sevdiklerime sarılacağım çünkü ne kadar sarılmaya muhtaç olduğumu fark ettim. Arkadaşlarınla face time’dan konuşmak bir süre sonra iyi gelmiyor. Bir mahalle ötedeki arkadaşının, karşı apartmandaki akrabalarının yüzünü uygulama üzerinden görmek çok can sıkıyor.
Bit artık covid19 bit.
Sezer hocam, konuyla alakasız gibi olabilir ama ”Geleceğe mektup” formatının gerçekten geleceğe ulaşması için Aaaron Swartz’ın hazırladığı gibi ”If I get hit by a truck” http://www.aaronsw.com/2002/continuity sayfası hazırlaman gerekebilir. :) Gerçi archive.org ayakta kalırsa bu yazı, site yayında olmasa bile oradan okunabilir muhtemelen.
Akşam akşam içini kararttım. :D
Biz Veba hastalığını da sizin gibi yaşamıştık kardeşim. Sıkıntı yok geçer.
Dünyadaki bütün uçuşların durduğu, bütün sınırların kapatıldığı başka bir zamanı hatırlamıyorum.
Bu gün en zor tahmin edilecek şey ” Bu salgından sonra dünya değişecek mi?”
Değişecek ise ne yönde değişecek?
Endişe içeren teoriler konuyu daha da karmaşık duruma sokuyor.
Soğukkanlı ve sağduyulu düşünme zamanı şimdi.
Geçenlerde Kaan Kural ” bu saatlerde ne yapılıyordu” gibisinden bir tweet atmıştı. Cidden biz eskiden ne yapıyorduk 😅 Gerçi son 6 aydır karantinaya benzer bir hayatım olduğu ( yeni taşıdığım ve daha sevemediğim dolayısıyla arkadaş sayımın deniz seviyesinde olan şehirde kendi kendimle vakit geçirmek çok daha iyi geldiği) için çok zorlanmadım. Bir tek ara sıra annemi babamı ve halasının canı yeğenimi göremediğim için üzgünüm o kadar.
Yazdığım yorumu okuyunca bize herhangi bir konu verip hakkında kompozisyon yazdıran edebiyat hocasının sınav kağıdını okuduktan sonra herkes kafasındaki konu hakkında yazmış eğer ara sıra yazan biri değilseniz yazmaya önce kafanızı meşgul eden şeyden başlarsınız gibi bir şeyler demişti.
Varmak istediğim yer: bu şehri hala sevemedim😐😅
Kısaca taşındığı şehri sevmiyor 😂
Giriş paragrafındaki ifadelerin gerçekten çok etkileyici Sezer. Blog yazılarımızın on yıllar sonraya kalacağının garantisi yokken bu kaosun içinde hayatta kalacağımızın da garantisi yok gibi. İnsanlarda “virüs 50 yaş üstünü hedef alıyor, ölenlerin çoğu 65 yaş üstü” gevşekliği var. Çok acı. Bu “gevşeklik”teki umursamaz insanlar adeta birer katil adayı gibi ortalıkta dolaşıyor. (Zorunluluktan dışarı çıkanları, işe gitmesi gerekenleri elbette ayrı tutuyorum.)
Virüs, kendiliğinden mi ortaya çıktı iddia edildiği üzere birileri tarafından üretilip ortalığa mı salındı bilmiyorum ama yaşananlar ortada. 21. yüzyılın çeyreğinde yaşanan bütün bu “öze dönüş” pek normal değil. Belki de bozulan düzenin, doğa dengesinin yerine gelmesi için böyle bir şeye ihtiyaç vardı, bilemiyorum. Yaşayıp göreceğiz hayatımızdaki yansımalarını. Umarım, en az yarayla atlatırız salgını ve salgının beraberinde getireceği sosyal ve ekonomik sıkıntıları.
Çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim.
Uzun uzadıya bir yorum yazdıktan sonra sildim. Ufak bi özet geçeyim. Dünya defalarca yükseldi ve alçaldı. Yine alçalıyor. İsmiyle müsemma…
Sezer hocam karantina seni yazmaya teşvik ediyor. Bu güzel oldu. :)
umarım kasıtlı yapılmamıştır. Kendi kendime yorum yapıyorum. Virüs aşı satışı veya ilaç satışı için bilerek yayılsaydı, sağlık harcamalarına bu kadar pay ayrılır mıydı? devletler bunu göze alır mıydı? virüsler hep vardı. çoğu yaşlıyı da öldürüyordu. Corona virüsü ise hızlı yayılımı ile nam saldı. ve bize kişisel hijyenin gerekliliğini bir kez daha hatırlattı.
Thats a lot of conjecture. Might wanna burn that letter before the future you facepalms.
Sezer hocam global bir değişimin içindeyiz. Çeşitli komplo teorileri havada uçuşuyor. Sözde tüm dünyayı kontrol altına almaya çalışıyorlar ancak göz ardı ettikleri müthiş bir gerçek var. Onların planları dağları yerinden oynatacakta olsa ele geçirmek istedikleri dünyanın gerçek sahibi ve Yaratıcısı ‘nın planı yürürlüğe girecek. Ve neticede bu karanlık dağılıp korku tünelinden çok güzel bir dünyaya çıkacaz.
Ben virüsün bilinçli ve ya kazara ortalığa saçıldığını düşünenlerdenim. Hangi sebeple çıkmış olursa olsun en önemli nokta şudur, virüsün ne kadar tehlikeli olabileceği gerçeği gizlendi ve yayılmasına müsade edildi. İlk çıktığı gün yani 3-5 hastanın tespit edildiği gün mutlaka tüm giriş çıkışlar kapatılmalıydı. Oysa aylarca tüm dünyaya uçuşlar yapıldı.
Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık
Biyolojik silahlar gelecekte öngörülen bir savaş silahıydı. Bugün bunun test aşaması ihtimali bile insanlığı ürkütüyor. Aslında bunun bi hayvan pazarında yarasadan bulaşma hikayesi bile saçma geliyor ve biyolojik silah denemelerinin parçası insanlar olduğumuzu düşünüyorum. Havadan yayılan bir virüse karşı insanlığında hiç şansı olmadığı kesin.
Geçmişten günümüze dünyayı etkileyen önemli kırılma noktalarına bakarsanız hepsinde ortak olan bir özelliği görürsünüz. O ise dünya kendisine reset atmasıdır. Covid-19 vuku bulmasıyla beraber dünya kendine reset attı. Artık yeni bir düzen yeni bir dünya başlıyor. Bunu her ne kadar kabul etsek de etmesek de bu böyle olacak.
Umarım en yakın zamanda atlatırız. Fakat pandemi biz de bitse de tüm dünyadaki salgının bitmesi bağlayıcılığı belirsizliğimizi arttırıyor. Genomunun mutasyona uğruyor olması biyolojik silah olmadığına dair en güçlü kanıt. Yine de bir laboratuvar çalışmasındaki kaza sonucu oluşmuş olma ihtimali üzerinde duruluyor. Bu süreçte teknoloji, gıda, otomobil sektörü gibi birçok büyük sektörde çok durakladı.
Yazınızı okuyunca, aklıma kıyamet sonrası filmleri/oyunları geliyor aklıma. Mad max senaryosu gibi olmuş. Korono’dan sonra, hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Normal kavramı bile başka bir hal alacak gibi. Güzel yazıydı.Başarılarınızın devamını dilerim.
İleride bu günleri hatırlamayacağız bile şuan kötü bir dönem olsa da her şey gibi bunu da atlatacağız azizim.
Bu virus icin rtada turlu turlu soylentiler dolasiyor. Artik kimin dogru soyledigine bile inanmiyoruz, umarim en kisa zamanda bu olayi atlatiriz.a
bende geçeceğini umuyorum.
Uzmanlar koronavirüs aşısı bulunmadığı sürece önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söylemektedirler. Diğer ülkeler 2. dalgadan korkmaktadırlar ülkemize 2.dalga veya önümüzdeki kış aylarında tekrarlayacak olursa Gıda ürün tedarik zinciri bozulmayacaktır. Uzun mesafe nakliyat yapanlar havayolu ekipleri ve sağlık görevlileri gerekli önlemleri alarak bizlere güzel çözüm bulacaklardır. Şehirler arası nakliyatyapanlar sebze meyve ve diğer gıda alışverişin devam etmesi için çalışmalarına devam edecektir. Her platformda bu şekilde bilgilendirme yapılması insanlarımız için önemli olduğunuz düşünmekteyim.
düşlemeden düşünce gerçekleşmez.
herkese değil sadece düşünen zekâlara öneriyorum.
Sezer bey, tebrikler. Çok güzel yazı olmuş. Böyle devam..
Guzel kardes
Guzel bir yazi olmuş.
çok güzel olmuş elinize sağlık.
Gerçekten bir çok değeri anladık bu karantinada ve insanlar birbirlerini daha iyi tanıdılar.
Güzel yazı olmuş ilerde torunlarıma okutacağım. :)
Faydalı ve bilgilendirici bir yazı, teşekkür ederim hocam.
Allah yardımcımız olsun. ne diyelim
Covid sürecinde herşeyin medya üzerinden yönetildiğini düşünüyorum. İlk zamanlarda ölüm videoları falan. İşin birazı virüs ise birazı ise medya ayağı idi. Bundan önce de benzer olaylar için böyle oldu.
Virüs olayını başka olaylar ile karşılaştırmak elmayla armutları karşılaştırmak gibi. Televizyonlarda bu tarz konuşmalar yapılıyor insanlar da doğru sanıyor. Virüs olayı tamamen ekonomik bir savaş. Sonuçlarını görüyoruz. Herşey hazır ve millet bir anda dijitale geçti. Bu iş nasıl oldu. Bu zamanlar dünya tarihinde bir dönüm noktası olacak. 2019 öncesi ve sonrası.
Virüs hedeflerini gerçekleştirdikten sonra dünyada ne olduğuyla kimse ilgilenmiyor. Bu işin bir çok hedefi ve bir çok yönü var. Gelişmeler ile hedeflerin neler olduğunu göreceğiz.
Türkiyenin durumu konjonktüre göre hareket etmek. Konjonktüre göre hareket edenin sonu Yugoslavya gibi olur.
verdiğiniz bilgiler çok işimize yaradı teşekkür ederiz.devamu gelsin !
Yazı gayet akıcı ve başarılı Sezer kardeşim. Açıkcası bir çok kez sitene ara ara uğruyorum ancak okumaya pekde vaktim olmuyor ama bugün biraz bakayım dedim. Ve benim yazıdan anladığım Eşşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak olmuş. çok haklısın bu konuda. Bir mermi bile olmadan Binlerce insan öldü:(
Çok güzel bir yazı olmuş gerçekten elinize sağlık.
Güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık
Güzel bir mektup olmuş bakalım o zamana neler çıkacak :)
Bu yazının gelecektekilere ulaşması için 50-100 yıllık alan adı ve barınma alman gerek. Ve bu süre zarfında web dünyasının altyapısı değişmemesi gerek ki o da zor. Yatırımı çocuklara torunlara yapacaksın onlarda bir hayırsız çıkarsa ölü yatırım 😂😂 Kısaca ekmek almaya çıkmıştım😂
Geleceğe giden mektuba mektup
Yıl 2020 Son aydayız havalar soğuk Sezer Bey blog sayfasını çok ihmal etti aylardır bir şey yazmıyor görüldüğü yerde elinden tutulup bilgisayar başına oturtulup zorla blog yazısı yazdırmak maksadıyla… Eğer bu bloğun yazarı sensen bloğunun başına geç yok yazarı bensem kullanıcı adı ve şifremi alabilir miyim…
Güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık.
Neler gelmiş, neler geçmiş. bunlarda geçer elbet. biz çok sosyal gençlik olduğumuz için çok fazla kafa takıyoruz ve gerçekten tamamen biteceği yok. buna alışmalıyız..
Gayet güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık.
Bu çok fazla varsayım. O mektubu gelecekten önce yakmak isteyebilirsin.
en iyi blog sitelerini araştırırken denk geldim.Yazılarınız ve paylaşımlarınız güzel,başarılarınızın devamın dilerim.
M.F.Ö – Güllerin içinden
size armağan etmiş olayım.
Yazı çok etkileyici olmuş elinize sağlık